MYO'LAR SANAYİNİN İHTİYACINI KARŞILAMIYOR!
Aralarında Sapanca MYO öğrencilerinin de bulunduğu 1150 öğrenci ve 18 işletmeyle yapılan araştırmada, meslek yüksek okullarının sanayicinin ihtiyaçlarını karşılamada yeterli olmadığını ortaya koydu.
Yapılan bir araştırma sanayicinin ihtiyacı olan kalifiye ara eleman yetiştirmek için kurulan Meslek Yüksekokulları'nın (MYO) mevcut durumunu gözler önüne serdi. Toplam 1168 öğrenci ve işletmeyle yapılan araştırmada, söz konusu okulların sanayicinin ihtiyaçlarını karşılamada yeterli olmadığı dolayısıyla mezunların büyük çoğunluğun işsiz kaldığı veya alanları dışında başka işlerde çalışmak zorunda kaldığı ortaya çıktı.
Sakarya Üniversitesi'nden Yardımcı Doç. Dr. Mustafa Kemal Cerrahoğlu, Türkiye'de 700 bin öğrencisiyle sayıları 650'yi aşan Meslek Yüksek Okulları'nın (MYO) bugünkü eğitim durumu Sakarya örneği üzerinden masaya yatırdı. Yapılan çalışmada Sakarya Üniversitesine bağlı Sakarya MYO, Sapanca MYO, AkyazıMYO, Hendek MYO, Karasu MYO ve Geyve MYO öğrencilerinden toplam 1150 öğrenci ve 18 işyeriyle görüşüldü. Eğitim, sosyal özelliklerini, karar verme yeteneklerini, başarı kriterlerini ön plana çıkaracak sorunlara ve çözüm tekliflerine bakış açılarını ortaya koyacak şekilde öğrencilere toplam 43 soru, mezunların işletmelerdeki durumlarını görmek ve işverenlerin düşüncelerini öğrenmek için 18 işletme yetkililerine toplam 28 sorudan oluşan anket uygulandı. Anketlerde Sakarya'daki meslek yüksekokullarında başarısızlığın sebepleri, Meslek yüksekokulunu tercih sebepleri, İşletmelerde çalışan Meslek yüksekokulunu mezunlarının durumu, işverenlerin Meslek yüksekokulunu mezunları hakkındaki düşünceleri soruldu.
Değerlendirmeye alınan öğrencilerin yüzde 85'i meslek liseleri mezunu olup sınavsız geçiş hakkını kullanarak MYO'lara kayıt yaptıran öğrenciler oluştu. Tercih sebeplerine sorulduğunda yüzde 70'i ailenin isteği ve sınavsız geçişin büyük avantaj olduğunu belirterek bu avantajdan dolayı meslek liselerinde fazla ders çalışılmasına gerek olmadığını söyledi. Tercih sebeplerine verdikleri diğer cevaplar ise şöyle sıralandı: Yüzde 45'i kısa yoldan işyeri açma, yüzde 82'si devlet kurumlarında teknik eleman olarak çalışmak, yüzde 70'i büyük ölçekli bir işletmede çalışmak, yüzde 18'i kendi işinde ve ailesine ait işletmelerde çalışarak lisan eğitimine devam etmek, yüzde 75'i daha iyi para kazanmak, yüzde 65'i herhangi bir işletmede yönetici olmak ve saygınlık kazanmak, yüzde 72'si alanıyla ilgili herhangi bir lisans programına geçiş yapmak.
BEKLENTİLERİ KARŞILAMIYOR
Mezunlar boyutu incelendiğinde ise tablonun hiç de beklentileri karşılamadığı öğrenildi. Sakarya'daki işletmelerde çalışan mezunların yüzde 5'i yönetici, yüzde 3'ü işveren, yüzde 12'si işyerlerinde büro elamanı, yüzde 20'si müteahhit elmanı, yüzde 18'i geçici işçi ve kadrolu elaman, yüzde 15'i formen veya ustabaşı olarak çalıştığı ortaya çıktı. Bu araştırma sonunda Sakarya'daki Meslek Yüksekokulunu mezunlarının ortalama yüzde 17'si işletmelerin çeşitli kademelerinde çalışmakta olduğu anlaşıldı.
Öte yandan işverenlere göre mezunlar sanayicinin ihtiyaçlarını karşılamada yeterli değil. Dolayısıyla mezunların büyük çoğunluğu işsiz veya alanları dışında başka işlerde çalışıyor. Aynı işverenler öğrencilerin 80'i fazla ücret talep ettiğini, yüzde 75'inin ise verilen ücreti az bulduğunu ifade etti.
BAŞARISIZLIĞIN NEDENLERİ
Araştırmada son olarak başarısızlık sebepleri irdelendi. Öğrencilerin verdiği cevaplar şöyle: Yüzde 53'ü meslek liselerinde yeterli kaynak yok. Yüzde 60'ı öğretmenler yetersiz ve ilgisiz. Yüzde 55'i meslek liselerinde istenilen seviyede uygulama yok. Yüzde 70'i sınavsız geçiş hakkı olduğundan meslek liselerinde ders çalışmıyor ve üniversite hazırlık kurslarına gitmiyor. Yüzde 91'i meslek liselerinde yeterli seviyede matematik, fen dersleri verilmiyor. Yüzde 81'i sınavsız geçişte alan tercihinde iyi yönlendirilmiyor.
Yapılan bu istatistiki çalışmanın analizinden meslek liselerindeki olumsuzluklar, yetersiz ve yanlış yönlendirmeler, kısa yoldan para ve meslek sahibi olma arzusu ile sınavsız geçiş hakkının getirdiği avantajın başarısız sonuçlar ortaya çıktığı görüldü.
Uzmanlar ne diyor?
DURUM İÇLER ACISI
Adnan Menderes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yunus Çengel: Türkiye'deMYO'ların durumu içler acısı. Problemler yıllardır adeta halının altına süpürülüyor. MYO'lar lisans ve lisansüstü programların gölgesinde kalıyor ve üvey evlat muamelesi görüyor. Aktif politikalar izleyemedikleri gibi toplumla bütünleşemiyor. Bu okullar YÖK bünyesinden alınıp, üniversitelerden bağımsız bir şemsiye altında yapılanmalı. Bugün bir çok 2 yıllık ön lisans programı ile meslek liselerindeki programların aynı olduğu, hatta bazı meslek liselerindeki eğitimin 2 yıllık ön lisans programlarındaki eğitimden daha kaliteli olduğu yönünde yaygın kanaatler var. MYO'ların misyonu AR-GE veya yayın değil, beceri kazandırma ve iş dünyası ile işbirliği içinde bölgenin istihdam ihtiyacını temin etme olmalı.
SINAVSIZ GEÇİŞ KALDIRILMALI
Yardımcı Doç. Dr. Mustafa Kemal Cerrahoğlu: Meslek Yüksekokulları ile ilgili problemleri tespit etmek ve çözmek amacıyla YÖK'te bir koordinasyon birimi kurulmalı. Eğitimini günümüzün şartlarına uygun olarak sürekli geliştirilip dinamik tutulmalı. Belli bir program çerçevesinde ve belirli zaman süresinde sınavsız giriş hakkı ortadan kaldırılmalı. Üniversite-sanayi işbirliği geliştirilerek, sanayicinin ihtiyacı olan yetişmiş ara insan gücünün karşılanmasına çalışılmalı. Okullarının fiziki imkânları iyileştirilmeli, laboratuarlar kurulmalı ve teknik inceleme gezilerinin yapılabilmesi için gerekli bütçe oluşturulmalı. Mezunlarına, kamu sektöründe, kendi alanlarında, işe alınacaklar arasında öncelik tanınmalı. Mezunlarını çalıştıran özel sektöre, mezun sayısına paralel olarak vergi ve SSK primi indirimi gibi muafiyetler getirilmeli.
REVİZYONA İHTİYAÇ VAR
Altın Koza Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Fuat Bilkan: MYO'lar daha çok 4 yıllık lisans eğitimini kazanamayan öğrencilerin bu alana geçmek üzere tercih ettiği kurumlar oluyor. Bu okulu bitirip de mesleğe atılanların sayısı çok çok düşük. Şiddetle revizyona ihtiyaç var. Üvey evlat muamelesi gördükleri üniversitelerden alınıp Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde işletmelere devredilmesi gerekir. Daha çok orta ve küçük ölçekli çeşitli meslek kuruluşları ile işbirliği içinde yeniden kurgulanmalı. Alanın ihtiyaç duyduğu teknik eleman ihtiyacını karşılayacak yapıya kavuşturulmalı. Şuan 4 yıllık eğitim mantığıyla işlenen okullar beklentileri karşılayamıyor.
NESRULLAH SONAY - BUGÜN GAZETESİ
SAPANCA GAZETESİ