ENGİN ARAPOĞLU BUGÜNKÜ YAZISINDA 'İFTAR BAHANE GÜRAL ŞAHANE' DİYE YAZDI
Yeni Sakarya Gazetesi Yayın koordinatörü Engin Arapoğlu bugünkü yazısında "İftar bahane Güral şahane" diye yazdı.
İşte Engin Arapoğlu'nun o yazısı:
Geçen hafta iftar yemeği için Kırkpınar'da Güral Otel'in davetlisiydik.
Daha önce bir kez gittiğim ama fazla kalamadığım Güral Otel'i bu sefer detaylı bir şekilde gezme fırsatım oldu.
Gerçekten muhteşem bir otel, muazzam bir doğa, harikulade bir atmosfer?
İnanın ağaçların arasından yürürken, onların gölgesinde gölgelenirken, havuzdan gelen su seslerini, etrafta uçuşan kuşların seslerini duyarken ve salıncakta sallanırken bütün dünyamın değiştiğini hissettim.
Sanki Sakarya sınırlarında değil de bir tatil beldesindeymiş, kocaman bir ormanın içindeymiş hissine kapıldım.
Bütün sinirim stresim geçti, yüzüme renk geldi, ömrüm bereketlendi.
Ağaçların, çiçeklerin, temiz havanın, kısacası doğanın insan üzerindeki pozitif etkisini bir kez daha anlamış oldum.
Ve böylesi bir yatırımın ilimizde yapılmış olmasından dolayı da şanslı saydım kendimi ve şehrimi.
Bir adım ötemde bambaşka bir dünyanın var oluşu düşüncesi bile beni sakinleştirmeye ve neşelendirmeye yetiyor artık.
Yüzlerce insana sağladığı iş imkânı yanında, şehrin tanıtımına ve prestijine katkısı nedeniyle Güral Otel sahiplerine ve yetkililerine ne kadar teşekkür etsek azdır.
Demek ki görkemli binalar, geniş localar, altın varaklar falan değil; ağaçlar, kuşlar ve çiçeklermiş mekânları cazip kılan.
İnsana huzur ve mutluluk veren tabiatın tam da içine dalmakmış.
İşte insanlar bu yüzden fırsatını bulduklarında göl kıyılarına, deniz kıyılarına, havuz kenarlarına koşuyor.
Bu yüzden Poyrazlar, İl Ormanı, Çark Mesire gibi sayfiye yerlerine akın ediyorlar.
Günlük hayatın debdebesinden sıyrılıp bir an bile olsa nefes almak, taze havayı ciğerlerine çekmek, kuş cıvıltılarıyla huzur bulmak istiyorlar.
İşte bu yüzden belediyenin Kent Park'ı Sakaryalılar için çok büyük bir hizmettir.
Gar Meydanı'nda yapılan süs havuzu da öyledir.
Büyükşehir'in Şemsiyeli Park çalışması bu yüzden fevkalade önemli ve değerlidir.
İnsanların Gezi Parkı'ndaki üç beş ağaca sarılması, onlar için dünyayı ayağa kaldırması bu yüzdendir işte.
Aynalıkavak esnafının çarşıdaki havuzun dolmasını istemesi de bu sebeptendir.
Ağaçların altında oturup suyun sesini dinleyerek bir iç temizlenmesine, bir dinginliğe ihtiyacı var insanlarımızın.
Memleket gailesi, geçim sıkıntısı, hayat maratonu derken daralıyor, bunalıyor vatandaşımız.
Ayağı çimlere basacak, gövdesi ağaçlara yaslanacak ki dünyasını unutsun, hayata tutunsun.
Ne kadar yeşilin içinde yaşarsak o kadar tahammüllü ve faydalı oluruz birbirimize de, memleketimize de.
5 katlı bir AVM, 5 metrelik bir ağaç kadar hizmet edemez, mutlu edemez bu insanları.
Binlerce TL'lik parfüm şişelerinin toprağın, yağmurun, ağacın ve çiçeğin kokusu yanında bir kıymet-i harbiyesi yoktur.
Enerji santralleri, taş ocakları, çimento fabrikalarıyla doğa tahrip edilmesin diye feveran etmesi bundandır insanların.
Kesilen bir tek ağaç için oturup gözyaşı dökmesi bundandır.
Bir binayı 3, bilemedin 4-5 ayda çıkarsınız ama bir çınar ağacının altında gölgelenmek yılları bulabilir.
İsyanı ve tepkisi bundandır insanların.
Sözün özü muhteşem doğasıyla Güral Otel bende çok başka duygular uyandırdı, bir kez daha şair yaptı beni.
Tebdili mekânda gerçekten ferahlık varmış.
İnsanın tüm ihtiyacı kuşlar, çiçekler ve ağaçlarmış.
Bundan gayrısı hikâye?
Bundan gayrısı laf-ı güzafmış!
SAPANCA GAZETESİ