94 YIL ÖNCE, İŞGAL ALTINDAKİ SAPANCA

Sapanca.com.tr, “Yunanlıların 25 Mart 1921’de Sapanca'ya girerek, kasabada 325 ev, 170 dükkan, 17 değirmeni yakıp 55 esir ve 24 şehit olmak üzere 79 biçarenin canını yaktığı o günleri yayınlıyor.

İşgal felaketine uğrayan her yerde olduğu gibi, Adapazarı kazasının da Yunan işgaline maruz kalan bölgesi Sakarya Nehri'nin batısındaki sahasıdır. Mondros Ateşkes antlaşmasını müteakip başlayan işgal olayları münasebetiyle Batı Anadolu'da tamamen serbest kalan yerli Rum ve Ermeni çeteleriyle Yunan birliklerinin saldırılarına uğramayan belde ve köy hemen hemen kalmamıştır.

Rum ve Ermeniler bölgede azınlıkta olmalarına rağmen, İtilaf Devletleri'nden aldıkları cesaretle hareket ediyordu. Adapazarı 26 Mart 1921 tarihinde İzmit ve civarını daha önceden işgal etmiş olan 11'nci Yunan Tümeni tarafından işgal edildi.

Adapazarı'nın işgali Yunan ordusunun 23 Mart 1921 tarihinde başlattığı genel taarruz çerçevesinde girişilmiş bir harekattı. Birinci İnönü Muharebesi'nde Türk ordusuyla yaptığı ilk savaşı kaybeden Yunan ordusu, müttefikler nezdinde prestijini yeniden sağlayabilmek için 23 Mart taarruzunu başlatmıştı.

Yunan genelkurmayı 11'nci Yunan tümenine yapılacak olan genel taarruza yardımcı olmak amacıyla Adapazarı, Sapanca, Geyve kesiminde toplandığını öğrendikleri Türk kuvvetlerine karşı bir harekata geçilerek, Türk kuvvetlerinin bölgeden uzaklaştırılması görevini vermişti.

Yunanlıların Adapazarı bölgesindeki askeri durumla ilgili bilgileri yerli Rumlar ile İngiliz keşif uçuşları sayesinde elde ettikleri bilgilere dayanıyordu.

İzmit üzerinden harekete geçen Yunan tümeni. 24 Mart 1921 tarihinde Kırkpınar'ı işgal etti. Düşmanın ileri harekatına yerli Rum ve Ermeni çeteleri de katılmışlar, 25 Mart'ta ise Sapanca işgal edilmişti. Yunan ordusu ilerlerken Adapazarı bölgesinde bulunan zayıf Türk birlikleri mukavemet edememişti.

Sapanca Nahiyesi

Yunanlılar 25 Mart 1921'de Sapanca'ya girerek, kasabada 325 ev, 170 dükkan, 17 değirmeni yakıp 55 esir ve 24 şehit olmak üzere 79 biçarenin canını yakmış ve Arifiye, Kalaycı, Hacı Mercan, Şöhretiye, Kuru Çeşme, İlmiye, Memnuniye, Nailiye, Balkaya, Ulviye, Muradiye, Senaiye, Mahmudiye, Dibektaş ve Kürt köyü gibi büyük köyleri ateşe vermiş ve bütün eşyasını çalmış, gasp etmiştir. Sapanca'nın Rüstem Paşa Camii'nin halılarını soyduğu gibi bütün evlerin eşyasını arabalarla İzmit ve Gemlik tarafına sevk etmişlerdir.

Çekilirken Sapanca'nın Yeni Cami Mahallesi'nden Emin Beyoğlu Şükrü, Halim Usta'nın oğlu Mehmet, Boşnak İbrahim, Zeynelzade Ahmet, Memiş oğlu İshak Ağa, Küçük Mehmet oğlu Hüseyin, Hacı Fazlı Ahmet Efendi ve ağalarla Yüzbaşı Namık Beyi, Çayiçi mahallesinden Kahveci Salim, Fok (Fevk) Hasan'ın Salih, Çerkeş Şevki, Boşnak İbrahim, Hacı Ahmet, Abdi oğlu Mustafa, Züherlerin Ahmetv Saatlerin İbrahim Ağalar; Rüstempaşa mahallesinden Badis oğlu Mehmet, Memnuniye Köyünden Remut oğlu Mustafa, Mahmut Dayı oğlu Ali, Feyziye Köyünden Kurnaç oğlu Salih, Çelebi oğlu Ahmet, Hoca Sait Efendi ve Ağaları; Yanık-Şerefiye köyünden Çuhadar oğlu Hasan, Bayraktar oğlu İbrahim'in yeğeni Ali, Kürt köyünden Mehmet'in oğlu Ahmet, Serin Ali, Kürt oğlu Ahmet, Ömer oğlu Ahmet, Laz Mustafa, Mustafa, Şükriye köyünden Hızır oğlu Salih, Şöhretiye köyünden Kadir Onbaşı'nın oğlu Yusuf, Hozoğlu Seyid'in kızı Latife, Muradiye köyünden Havva, Başoğlu Yusuf, İlmiye köyünden Mehmet, Göldibi köyünden Mahmut oğlu Hüseyin, Seyid oğlu Süleyman, Dibektaş köyünden Hafız Ahmet, Ömer oğlu Hüseyin, Hacı Şaban oğlu Osman. Numan Ağa'nın oğlu Şükrü, Molla Dursun oğlu Ahmet, Nuvar oğlu Ali, Yüza oğlu İsmail, Ömer Ağa'nın İlyas, Köse Osman oğlu İbrahim, Hacı Mercan köyünden İmam oğlu İlyas, Hacı Ali oğlu Ömer, Selim oğullarından Emin oğlu Mustafa, Recep oğlu Yusuf, Mevlüt oğlu İsmail, Kadir oğlu Mehmet Efendi ve Ağaları esir alarak meçhul bir semte sevk etmişlerdir.

Memnuniye köyünden Halil oğlu Şirin Ali, Mutoğlu Halim Çavuş, Arifiye köyünden Mahmut oğlu Hüseyin Hoca, Laz Ali Çoban, Şükriye köyünden Huz oğlu Abdullah, Şöhretiye köyünden Kahveci oğlu Recep Ağa, yeğeni Hüseyin, Muradiye köyünden yetmiş yaşında Serdar oğlu Recep, Kuru Çeşme köyünden Bostancı oğlu Hacı Süleyman, Tanıt oğlu Süleyman ve İdris, İhsaniye köyünden Tanıt oğlu Hüseyin, Akçay köyünden Süleyman oğlu Fuat ile misafiri bulunan yedi şahıs, Hacı Mercan köyünden Ömer oğlu Hasan, İbrahim oğullarından Ömer ve Hurşit, Demirci oğullarından Reşit Ağa'nın çocuğu Mehmet, Mahmudiye köyünden ve bölgede herkes tarafından tanınan birisi olan ulemadan Hacı Halil Efendi, Murat oğlu Sefere, Mustafa oğlu Mehmet Ağa ve Efendiler gaddarca öldürülmüş ve Hacı Mercan köyünden Furak oğlu Mustafa'nın karısı Hatice ile birlikte boğazları kesilmiştir.

Ali Rasih Bey'in oğlu Ragıp Bey'den Yunan komutanı zorla 1.000 lira almıştır. Nahiyede zulüm yapan Yunanlılardan başka Kırkpınarlı Agop, Kahveci Yorgi, Deli Vasil, Hacı Yanko'nun oğlu Saatçi Apostol ve çocuğu, Celinin oğullarından Haçator, Hamparsum, Serkizyan oğullarından Artin Klaycif çocuğu Agop ve gayri Müslim eşkıyalar dikkate şayandır.

SONUÇ

Yunanlıların bu havalide bütün hareketleri yerli Rum ve Ermenilerden çetelerin delaletiyle başlamış ve 1921 yılı Mart sonundan Nisan başına gelene kadar isimleri yazılı köylerde türlü mezalimi yapmışlar ve olan serveti ele geçirdikten, yani hırsızlık yaptıktan sonra çekilmişler ve ancak bundan sonra mezalim ve cinayetlerin şiddeti azalmıştır.

Adapazarı ve civarı 1921 yılı Mart ayından Haziran ayı sonlarına kadar yaklaşık dört ay kadar Yunan istilasında kalmıştır.

Memleketin hakim unsuru olan Türk halkını imha ederek Anadolu'da saltanatını kurmak isteyen ve ancak bu düşünce ile bu meşum harbi devam ettirmekte ısrarlı olan Yunanlılar bu mezalimin yapılmasına sebebiyet vermiş olmak itibariyle mesul sayılırlarsa da, icra kuvvetleri kendi askerlerinden ziyade yerli Rum ve Ermeni çeteleri olmuştur.

Bilhassa ırza tecavüz hususunda pek ileri gidildiği yolunda ifadeler köylülerin yüzlerinden anlaşılmaktadır. Bu felaketin ortaya çıkması ve kendi kız ve karılarının isimlerinin tahkikat evrakına girmesini uygun görmedikleri için gizlemektedirler.

Belirtilen zarar cetvelinde isimleri yazılmayan köylerin hasarları isimleri altında ayrıntısıyla yazılmış, cetvelde olmayan veya ilavesi gerekli görülen maddi hasar miktarı ayrıca cetvele ilave edilmiştir.

Adapazarı kazası dahilinde yerli Rum ve Ermeni çetelerinin saldırılarına maruz kalan köyler hakkında mevcut vasıtalarla yapılan tahkikat sonuçları yukarıda belirtildiği şekildedir. Bu raporun bir nüshası İzmit Mutasarrıflığına gönderilmiştir.

Kaynak: Başbakanlık Atatürk Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi